4 Nisan 2009 Cumartesi

hâlâ türkçeleştiremediklerimizden misiniz?

Eskiden, daha ateşli bir dil savunucusuydum ben. Bakmayın şimdi sakinledim, duruldum. Elbette bu savladığım şeylerin düzelmesi yüzünden olmadı. Hep aynı konuda duyarlı olduğum için bir süre sonra tekrara girmeye başladığımı gördüm. Yani benimkisi kendi kendini frenleme. Artık eskisi gibi "şunu yanlış bunu eksik yazdın" diye insanların yazım hatalarını düzeltmeye çalışmıyorum. Hoş, düzeltmelerime tepki genellikle "o kadar yazı yazdık, bula bula yazım hatası mı buluyorsun?" şeklinde oluyordu. Ama dilinde kusur olan, ifadesi bozuk olan bir yazının anlattığının bana ulaşmasına olanak da olmuyor ne yazık ki.

Son dönemde, belki yaşım ilerledi ben daha da duyarlı oldum, belki gerçekten çığ gibi büyüdü bu sorun. Her mecrada Türkçe'nin katledildiğini, yanlış kullanıldığını kolaylıkla görebiliyorsunuz. Fakültedeyken, Metis Çeviri dergisine, Yusuf Eradam'ın yönlendirmesiyle küçük bir araştırma yapmıştım. Derginin 13. sayısında "Sokaklardaki Çeviri" adıyla yayımlanmıştı bu yazı. O dönemde, bu herkese seçmeli ödev olarak verilmişti. Yusuf Bey bunların arasından seçim yapacak ve en iyiyi dergide yayımlatacaktı. Bir tek ben araştırma yapıp ödevi de kapısının altından atmıştım. Bir baktım yazım dergide. Bu durumu, İngiliz Filolojisi'nde derslerin ağırlığına mı yoksa bölümü seçen öğrencilerin ilgisizliğine mi yorarsınız bilemem. Ama benim için zorlanmadan birinci geldiğim bir yarış olmuştu.

Hemen bildiğim ve yaşadığım için "batı'da böyle değil" örneğini vereyim. Gerçekten de orada garip. Üretim aşamasının önemli bir kısmını doğru şekilde işin literatürünü oluşturmak ve müşteriye/tüketiciye sunmak oluşturuyor. Teknik yazarlar bir yazılımın kullanıcı yardım dosyalarını oluştururken, asıl işi düzeltme olanlar da onların yazdıklarını dile uyumlu hale getiriyorlar. Bu bir süpürge üreticisi için de geçerli, yiyecek ya da silah fabrikasının imalat sürecinde de. Çünkü siz tüketicinizle iletişim için dili kullanmak zorundasınız. Bunu evrensel simgelerle de anlatsanız, 12 ayrı dile de çevirseniz sonuçta dil sizin temel iletişim ortamınız.

Peki bu ortamı neden bu kadar kötü şekilde kullanıyoruz. Bir programlama dilinde, yanlış sözdizimi kullansanız ne olur? Yahut bir robot kesme kolun yapacağı işi kurgularken komut satırında bir yazım hatası yaparsanız ürün doğru şekilde kesilir mi? Bahsettiğim sayıyı yanlış yazma değil, komut adını yanlış girme. Böyle bir durumda bu komutu derleyen sistem, "bunu böyle demiş ama bunu demek istemiş; önemi yok" diye geçiştirir mi? Benim bildiğim, henüz bunu yapabilen yapay zeka ortamları mevcut değil.

Ancak biz bitişik soru ekleri, yazım yanlışları dolu yazıları, kötü çeviri yüzünden anlamsızlaşan metinleri kabul edip devam ediyoruz. Bu bize doğal geliyor. Örneğin, Almanya'da AR-GE çalışması yapılıp Çin'de üretilen bir deliciyi Türkiye'ye getiriyoruz. Sonra bunu ilk defa kullanacak tüketiciye yanlış ve anlamsız ifadeler dolu bir kullanım kılavuzu sunuyoruz. Malı alan ikinci bir dil biliyorsa ya da bilen bir arkadaşı varsa, onun yardımıyla kılavuzun diğer dillerdeki sürümlerini okuyarak aletin nasıl çalışacağını anlıyor. Yoksa bir bilen kişiden yardım isteniyor ve alet çalıştırılıyor. Bu aleti Türkiye'ye ithal eden kişi de kusurlu hizmet sunduğu için zerrece ahlaki bir sorun yaşamıyor.

Aynı şekilde, gazeteler hızla baskıya yetiştireceğiz diye anlam ve yazım yanlışları barındıran haberleri sunabiliyor kolayca. Bu gazetelerin web sürümlerinin hali daha da perişan. Bu projelerde az çalışana çok iş yaptırılıyor. Seçim sırasında da düşük ücrete çalışabilen kişiler tercih edildiğinden, özel durumlar dışında ayrı bir düzeltmen devreye alınmıyor. Benzer şekilde, üretim ve piyasa sunumun daha hızlı olduğu web ürünlerinde teknik ekibe destek veren bir dil ekibinin olmaması yüzünden kullanıcı yardım belgeleri ve hatta ürünün içindeki yazılar bile tutarsız, yazım hatası dolu ve baştan savma oluyor.

Bu konu bir yazılık bir konu değil elbette. Bu yazıda yalnızca konu üzerindeki düşüncelerimin bir özetini yazabiliyorum. Şikayet ettiğim konunun bir sürü etkenlerinin olduğunu da biliyorum. Amacım, bu durumun düzelmesi yönünde bu yazıyla bir gönderme oluşturmak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder